Oyun

Game of Thrones: Kingsroad İnceleme

Game of Thrones, uzun yıllar boyunca televizyon dünyasında büyük ses getirmiş bir diziydi. Ancak oyun dünyasında aynı başarıyı yakalayabildiğini söylemek zor. Şimdi karşımızda Game of Thrones: Kingsroad adında yeni bir yapım var.

Game of Thrones gibi devasa bir evrenin üstüne bir de “Kingsroad” gibi çağrışımlarla dolu bir isim eklenince, doğal olarak insanın aklına epik bir yolculuk, derin hikayeler ve sağlam bir oynanış gelir. İşte ben de bu düşüncelerle başladım bu oyuna. Başlangıçta “Hmm, fena değil…” dedim. Westeros’un haritasında gezmek, Winterfell’den Castle Black’e kadar tanıdık yerleri görmek gerçekten hoştu. Diziden alınmış karakter modellemeleri ve orijinal oyuncuların seslendirmeleri gerçekten hoş bir dokunuş olmuş. Karakterleri hem görsel olarak tanımak hem de bildik seslerle duymak, evrene olan bağlılığı artırıyor. Aynı şekilde müzikler de birebir diziden alınmış ve o tanıdık melodiler, atmosferi güçlendiren nadir unsurlardan biri hâline gelmiş. Bu yönüyle oyun, en azından ses ve görsel tanıdıklık açısından evrenle güzel bir bağ kurmayı başarıyor. Bu evrene hayran olan bir oyuncu olarak, o atmosferi yeniden solumak güzeldi. Bu tanıdık atmosfer, oyuncuya hemen aidiyet hissi veriyor. “Ben bu dünyayı biliyorum” duygusuyla içeriye çekiliyorsun. Ancak bu ilk heyecan, ilerleyen dakikalarda yerini hafif bir hayal kırıklığına bırakıyor. Çünkü bu tanıdık dünyaya dair beklentiler bir türlü gerçek anlamda tatmin edilmiyor.

Oyun ilk etapta seni atmosferle yakalıyor. Ancak bu atmosfer, ilerledikçe sadece bir dekor olmaktan öteye geçemiyor. Mekân tasarımları ilk başta etkileyici gelse de bir yerden sonra birbirinin aynısı olmaya başlıyor. Dünyanın zenginliği oyuna yansıtılamamış. WinterfellCastle Black, ya da King’s Landing gibi yerler sadece isimden ibaret. Oyuncuya “burada gerçekten bir şeyler oluyor” hissi verilmiyor. Oyun içerisindeki mekanlar ruhsuz ve yavan.
 
Oyunun grafiklerine gelirsek, bu kadar iddialı bir evrende geçen bir oyunun en azından grafiksel olarak tatmin edici olması gerekirdi. Arka planlar yavan, hareket animasyonları tekrarlı ve robotik. Atmosfer yaratması gereken sahneler düz ve renksiz. Oyuncunun dünyaya tam olarak girmesini engelliyor.
 
Game of Thrones gibi hikâyesiyle dünya çapında efsane olmuş bir evrende geçen bir oyunda nasıl olur da hikâye bu kadar yüzeysel kalabilir? Karakterler ruhsuz, motivasyonları yok. Sadece görev veren NPC’ler gibi davranıyorlar. Bu evrende karakter gelişimleriyle, derinleşen hikâyelerle, oyuncuyu sarsan olaylarla karşılaşmayı umarken; bunun yerine sadece “al, getir, götür” tarzı görevlerle karşılaşıyoruz. Oyun, anlatım derinliğini yakalayamıyor. Ne hikâye doğru düzgün işlenmiş ne de karakterler ilgi çekici. Her şey yüzeysel, her şey sıradan. Halbuki bu evren tam anlamıyla hikâye anlatımı için biçilmiş kaftan.
 
Oyunun en zayıf yönlerinden biri ise tamamen tekrar üzerine kurulu bir ilerleme yapısına sahip olması. Görev çeşitliliği neredeyse yok denecek kadar az ve oyunun büyük bir bölümü aynı şeyleri defalarca yapmaktan ibaret. Bir düşmanı kes, eşyayı topla, aynı yoldan geri dön ve bunu onlarca kez tekrarla. Bu döngü öyle sık kullanılmış ki bir noktadan sonra kendini otomatik pilota almış gibi hissediyorsun. Ne yeni bir mekan seni şaşırtıyor ne de görevler içinde beklenmedik bir gelişme yaşanıyor. İşte bu tekrar hissi, oyunun en başta verdiği o heyecanı kısa sürede boğup yok ediyor. Bir gelişme, bir kırılma noktası, seni sarsacak bir görev yok. Aslında en büyük darbe buradan geliyor. Bir süre sonra savaşlar bile sadece mecburi formaliteler gibi hissettirmeye başlıyor.
 
Kingsroad aslında içinde iyi bir oyun potansiyeli barındırıyor, ama bu potansiyel birçok gereksiz ve üst üste binmiş sistemin gölgesinde kalıyor. Mesela oyundaki “station” özelliği oyuncuya zamanla gelişen bir üs, bir çeşit ilerleme merkezi hissi verebilirken, maalesef sadece yüzeysel bir yükseltme menüsünden ibaret kalmış. Oyunda gizlilik öğeleri gibi ilgi çekici şeyler de var ama yarım yamalak uygulanmış, hiçbir derinliği yok.
 
Görevler sırasında yaptığımız seçimler de neredeyse hiç sonuç doğurmuyor, yani “rol yapma” deneyimi zayıf. Genel olarak baktığımızda, RPG unsurlarıyla ön plana çıkmak isteyen bir oyunun, oyuncuya anlamlı seçimler sunması, keşfetme arzusunu canlı tutması gerekir. Kingsroad ise bu konuda kendini fazlasıyla kısıtlamış. Sanki yapımcılar bu dünyayı derinleştirmekten çok, yüzeysel bırakmayı tercih etmişler gibi hissettiriyor.
 
Kingsroad‘un en büyük problemlerinden bir diğeri ise, abartılı şekilde oyunun her köşesine yedirilmiş olan para kazanma çabası (mikro ödemeler). Oyuna ilk başladığında bu sistemler göz önünde değil, hatta seni içine çeken bir deneyim sunuyor. Ama birkaç saat sonra gerçek yüzünü göstermeye başlıyor. “Momentum” adı verilen bir sistem var. Bu, ekipman puanı gibi çalışıyor ve belli bir noktadan sonra seni durdurup ya deli gibi grind yapmanı ya da para harcamanı istiyor. Neredeyse her şey bir bedel karşılığında açılıyor: Envanter genişletme, savaş bileti (battle pass) ilerlemesi, karakter kostümleri… Hatta temel bazı oyun özelliklerini bile karmaşık bir RP para birimi sistemiyle kilitlemişler. Oyunda dört farklı para birimi var: Golden DragonsIron MarksRP ve premium biletler. Bu durum oyuncunun kafasını karıştırıyor ve bilinçli bir şekilde yapılmış gibi hissettiriyor. Sadece savaş biletini tamamen açmak bile yaklaşık 100 doları bulabiliyor. Kozmetik mağazasında ise tek bir kıyafetin fiyatı 40 dolara kadar çıkabiliyor. Bu fiyatlar oyuna olan bağlılığı değil, soğukluğu artırıyor.
 
Oyun sözde “online” ama diğer oyuncularla etkileşim yok denecek kadar az. Ne gerçek zamanlı bir PvP heyecanı var ne de birlikte zindan temizleme gibi co-op modlar. Sadece birlikte belli bölgelerde bir araya gelip bir iki tane boss kesebiliyorsunuz.
 
Teknik sorunlara gelecek olursak oyunda zaman zaman Fps düşüşleri, kasmalar, yükleme problemleri yaşadım. Oyunun genel akışı içinde bu tür problemler oyundan koparabiliyor. Hele hele bazı görevlerin tamamlanmaması ya da bug’a girip görevlerin yarıda kalması ciddi anlamda moral bozuyor.
 
Game of Thrones: Kingsroad, büyük bir ismin altında ezilmiş bir yapım. Potansiyel var, ama değerlendirilmemiş. Belki başka bir stüdyonun elinde bu oyun efsane olabilirdi ama şu hâliyle sadece “keşke” dedirtiyor. Game of Thrones hayranı biri olarak içim acıyarak söylüyorum: Bu oyun, Westeros’un gölgesinde kalmış, ruhunu bulamamış bir yapım.
 

BEKVEL

🌟 Oyun, film, dizi ve geek kültürüne tutkuyla bağlı biri olarak; analiz etmeyi, bilgi paylaşmayı ve detaylarda kaybolmayı seviyorum. Amerikan Kültürü ve Edebiyatı öğrencisiyim, aynı zamanda popüler kültürün içinden gelen konuları yaratıcı bakış açılarıyla ele almayı önemsiyorum. Dijital dünyada özgün ve düşündüren içerikler üretmek en büyük keyiflerimden biri. 🚀

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu